Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Gelecek yıl enflasyonu 20’nin altına düşürmeyi hedefliyoruz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye'de düzenlenen 'İş Dünyası Buluşması' programına katıldı. Programa Yılmaz'ın yanı sıra; Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, Ak Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek ve çok sayıda iş insanı katıldı. Toplantıda konuşan Yılmaz, "Bir ekonomik programın başarısı iki şeye bağlı. Siyasi sahiplenme, toplumsal sahiplenme. Siyasi sahiplenme ve toplumsal sahiplenme varsa; programlar başarılı oluyor. Aksi takdirde dünyanın en iyi programını da hazırlasanız raflarda kalmaya mahkum olur. Çünkü uygulanamaz. Dolayısıyla biz, hem Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü siyasi iradesiyle, siyasi desteğiyle hem de iş dünyamız başta olmak üzere çeşitli toplumsal kesimlerin desteğiyle programlarımızı hayata geçiriyoruz" şeklinde konuştu.
'EKONOMİYİ BELİRSİZLİK OLUMSUZ ETKİLER'
Yılmaz, "Ekonomide en olumsuz durum belirsizliktir. Ne kadar yükselirse belirsizlik, ekonomiyi o kadar olumsuz etkiler. Türkiye şu anda bu belirsizlikleri en aza indirdiği bir dönemden geçiyor. Genel ve yerel seçimlerle siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Hazırladığımız orta vadeli program, uygulamakta olduğumuz orta vadeli programla da, politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Dolayısıyla öngörülebilirliği sağladığımız, istikrarı, güveni pekiştirdiğimiz bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Dünyanın ve bölgemizin zorlu bir dönemindeyiz. Gerek ekonomik olarak, pandemi sonrası hala dünya tarihsel ortalamalarına dönmüş değil. Ne dünya büyümesi, ne dünya ticareti pandemi öncesi dönemi henüz tam dönmüş değil. Belli oranda bir toparlanma var, son dönemlerde ama hala tarihsel ortalamaların altındayız. Dünya büyümesi yüzde üçler civarında seyrediyor. Avrupa özellikle, bizim temel ihraç pazarımızda bu büyüme sıkıntısı daha yoğun bir şekilde hissediliyor. Diğer yandan maalesef jeopolitik gerginliklerin arttığı bir dönemdeyiz. Kuzeyimizde güneyimizde hiç arzu etmediğimiz manzaralar, çatışmalara hem insani açıdan, hem stratejik açıdan son derece olumsuz bulduğumuz gelişmeler var. Ama bu realitelerle yaşamak durumundayız" diye konuştu.
'TÜRKİYE YOLUNA DEVAM EDİYOR'
Yılmaz, "Çevremizde olup bitene baktığınız zaman Türkiye'deki bu huzur ortamının, istikrar ortamının ne kadar önemli olduğunu en iyi iş dünyamız takdir eder diye inanıyorum. Büyüme önemli kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Büyümemizi belli bir seviyede mutlaka sürdürmemiz gerekiyor. Nitekim son 20 yılda ortalama büyümemiz yüze 5.4 olmuş aynı dönemde dünya yüzde 3.6 büyürken ortalama biz 5.4 büyümüşüz. Dünyada oldukça iyi bir performans göstermişiz. Şimdi bir yıl için yüksek büyümek çok önemli olmayabilir. Ama yirmi yıl boyunca yüksek büyüdüğünüz zaman bu ciddi bir fark oluşturuyor. Birikimli bir etki oluşturuyor. Bir puan bile dünyadan daha iyi büyürseniz bu sizi dünyanın oldukça önüne taşımış oluyor. Uzun vadeli baktığınız zaman. Türkiye ekonomisi 2022 yılında dünyanın 21'inci büyük ekonomisiyken 2023'te 17'inci büyük ekonomi olmuş. Nominal dolar bazında. Satın alma gücüyle bir hesaplama yapıyor uluslararası kuruluşlar. Buna göre baktığımızda ise; 18'inci büyük ekonomiymişiz 2002 yılında. Bugün dünyanın 11'inci büyük ekonomisiyiz. İlk 11 ülke arasındayız. Hacim olarak, büyüklük olarak. Geçen yıl milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon dolar seviyesini geçti. Bir trilyon 130 milyar oldu dolar bazında. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolara yükseldi. Bu önemli bir performans. Bu yılın ilk Altı ayında yüzde 3.8 büyüdük. Bir istikrar programını hayata geçirirken enflasyonla mücadele ederken bu büyümeyi yakalamamız da önemli diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'ENFLASYONU DÜŞÜRDÜĞÜNÜZ ZAMAN İSTİKRAR ORTAMINI GÜÇLENDİRİYORSUNUZ'
Yılmaz, "Burada dengeli Büyüme politikamız var. İç talep, dış talep dengesi diyoruz. Yani enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda daha fazla dış talebin destek verdiği bir büyümeyle belli bir büyüme düzeyini de sürdürüyoruz ama esas olan tabii şu. Biz şuna inanıyoruz. Enflasyonun düştüğü ortam aynı zamanda istikrar içinde büyüme imkanı sağlıyor. Enflasyonu düşürdüğünüz zaman istikrar ortamını güçlendiriyorsunuz. Öngörülebilirliği arttırıyorsunuz, yatırım ortamını iyileştirmiş oluyorsunuz. Nitekim tarihimizden de bunu görüyoruz. Türkiye'nin yüksek enflasyon ortalamalarına sahip olduğu dönemlerde on yıllık dönemler itibariyle bakarsanız yüksek enflasyon düşük büyümeyi getirmiş. Enflasyonun tek haneli rakam düştüğü AK Parti döneminde ise az önce arz ettiğim gibi beş nokta dört ortalama büyümeyi yakalamışız. Demek ki enflasyonu düşürmek istikrarlı ve yüksek büyümenin de temelini oluşturuyor. Bu anlamda arada bir çelişki yok. Kısa dönemli birtakım sıkıntılar çok abartılarak bir bazen yorumlar yapılıyor. O açıdan bunu izah etme ihtiyacı hissettim. Büyümemizi devam ettiriyoruz" dedi.
"2026'DA ENFLASYON HEDEFİ TEK HANELİ RAKAMLAR"
Haziranla birlikte dezenflasyon dönemine girildiğinin altını çizen Yılmaz, "Başından beri hep söyledik, 'Bakın yılın ikinci yarısında belirgin bir düşüş olacak.' dedik. Nitekim mayıs ayına kadar enflasyonunuz arttı, mayısta tepeyi buldu. Mayıs ayından bugüne 26 puanın üzerinde bir düşüş oldu enflasyon oranında. Fiyat düşüşünden bahsetmiyoruz, enflasyon oranının düşüşünden bahsediyoruz. Tabii bu ayrımı yapmak gerekiyor. Son açıklanan rakamımız 49,4. Uzun bir aradan sonra yüzde 50'nin altını görmüş olduk. Yıl sonunda 41,5 gibi Orta Vadeli Programımızda tahminimiz söz konusu. Gelecek yıl enflasyonu 20'nin altına düşürmeyi hedefliyoruz. 2026'da ise yeniden ülkemizi tek haneli rakamlarla buluşturmak istiyoruz." diye konuştu.
"İSTİHDAMDA 1 MİLYONDAN FAZLA ARTIŞ VAR"
Yılmaz, son 1 yılda Türkiye'de 1 milyonun üzerinde bir istihdam artışı olduğunu, 2024'ün ikinci çeyreğinde toplam çalışan sayısının 32 milyon 661 bin kişiye ulaştığını, bunun tarihi bir zirve olduğunu kaydetti. İhracatın yıl sonunda 264 milyar dolar olmasını hedeflediklerini belirten Yılmaz, bütün bunların Orta Vadeli Programın çalıştığını, sonuç ürettiğini gösterdiğini söyledi. Yılmaz, para politikasının önemli olduğunu dile getirerek şunları kaydetti: "Maliye politikası da önemli. Ama üçüncü bir unsur daha var ki ekonomik programımızda biz bunu daha çok önemli görüyoruz. O da yapısal reformdur. Yani para politikaları ve maliye politikalarını, verimliliği, rekabet gücünü arttırıcı yapısal reformlarla bütünleştirdiğiniz zaman çok daha etkili bir programı hayata geçirme imkanınız oluyor. Biz de geçen yıl yaptığımız bir yenilikle Orta Vadeli Program'a yapısal reform takvimi ilave etmiştik. Bu yıl da onu güncelleyerek devam ettiriyoruz."