Harp ceridelerine yansıyan vatan sevgisi; Atatürk’ün emirleri de var
Dünyanın en kanlı savaşlarından olan Çanakkale Savaşları'nın üzerinden 109 yıl geçmesine rağmen yeni detaylar ortaya çıkıyor. ÇOMÜ AÇASAM Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, Çanakkale Savaşları sırasında 19'uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ile silah arkadaşlarının verdiği emirlerin yer aldığı harp ceridelerine ulaştı. Harp ceridelerini Türkçeye çeviren Dr. Sabah, 19'uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in verdiği emirlerin de Çanakkale Savaşları'nın en çarpıcı emirlerinden biri olduğunu söyledi.
'ARIBURNU'DAK BİRLİKLERİN KOMUTASINI ÜSTLENMİŞTİ'
Çanakkale Boğazı'na geçemeyen müttefiklerin 25 Nisan 1915 tarihinde karaya asker çıkararak kara muharebelerini başlattığını söyleyen Dr. Sabah, "Kara muharebeleri başladığında Bigalı köyünde bulunan 19'uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Bey, 25 Nisan sabahı 57'nci Alay ile birlikte Arıburnu'na, muharebe sahasına hareket etmiş ve doğrudan muharebeye dahil olmuş, Arıburnu'ndaki birliklerin komutasını üstlenmişti. Mustafa Kemal Bey Arıburnu'na çıkan Anzak Kolordusu'nu denize dökmek için devamlı saldırılar ve taarruzlar gerçekleştirmişti. Belgelere baktığımızda hem 25 Nisan'da hem de 27 Nisan 1915 tarihinde gerçekleştirilen saldırılarda Türk ordusunun devamlı saldırılarına rağmen, Anzak Kolordusu'nu dar bir sahil şeridine kadar sıkıştırmasına rağmen, istediği sonuca ulaşamadığını görmekteyiz" dedi.
'ÇOK İLGİNÇ EMİRLERLE KARŞILAŞTIK'
Dr. Sabah, "Tarihler 1 Mayıs 1915'e geldiğinde Mustafa Kemal Bey karaya çıkan Anzak Kolordusu'nu denize dökmek için yeni bir taarruz kararı alıyor. 1 Mayıs sabahı saat 05.00'te daha önceki saldırıların aksine kanatlar yerine bu sefer merkezden saldırarak Anzak Kolordusu'nun cephe hattını yarmak suretiyle buraya çıkan Anzak Kolordusu'nu denize dökme amacını taşıyan bir taarruz gerçekleştirdi. Belgelere baktığımızda sabah saat 05.00'te, topçu bombardımanın ardından başlayan taarruzda bu taarruza katılan birliklerin harp ceridelerine, yazışmalarına baktığımızda 'Vatanını seven, Allah'ını seven beni takip etsin' diyen bir bölük komutanının emri gibi çok ilginç emirlerle karşılaştık. Yine bir diğer bölük komutanımız askerinin başında ve verilen kayıplara aldırmaksızın askerin önüne geçerek ve onları yüreklendirmek, cesaretlendirmek için 'Hayat ileridedir. Her alçaklık ve hainlik geridedir' emriyle askeri hücuma kaldırdığını ve bu taarruza sevk ettiğini görmekteyiz. Keza yine bir bölük komutanımızın 'Vatan bizi beslediğinden maksat, bugün sinesine alçakça hançer saplayan düşmanı kahr-u tedmir etmek, perişan etmektir. Vatanını, ırkını ve dinini seven her erkek için düşmanını kahretmekten başka bir düşünce olmamalıdır' şeklinde emirlerin verildiğini görmekteyiz" diye konuştu.
'KIYMETLİ BİRER TARİHİ VESİKA'
Emirlerde, Türk askerinin vatan sevgisinin ön plana çıktığını söyleyen Dr. Sabah, "Mustafa Kemal Bey Çanakkale Muharebeleri'ni anlatırken 'Çanakkale Muharebeleri Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanıhayret ve tebrik bir misaldir' diyor. Aslında bu emirleri gördüğümüzde, Atatürk'ün neden Çanakkale Muharebeleri için Türk askerinin 'Ruh kudretini gösteren şayanıhayret ve tebrik bir misaldir' dediğini de daha iyi anlıyoruz. Atatürk'ün ifade etmek istediği şeyin arkasında, burada kahramanca savaşan subayların göstermiş olduğu bu azimkarlık sayesinde bunun gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu taarruzdan sonra Atatürk askerlerine tarihe geçen bir diğer emrini vermiştir. Atatürk'ün emrinde, 'Benimle beraber burada muharebe eden cümle asker bilmelidir ki uhdemize tevdi edilen vazifeyi namus ve vatanı ifa etmek için bir adım dahi geri gitmek yoktur. Bu esnada uyku ve istirahat aramanın, bu uyku ve dinlenmeden yalnız bizim değil; bütün bir milletin mahrum kalacağını hepinizi hatırlatırım' diyerek Çanakkale Savaşları'nın en çarpıcı emirlerinden birini verdiğini görmekteyiz. Dolayısıyla bu belgeler, 1915 yılında, 109 yıl önce Çanakkale'de savaşan askerin nasıl bir ruh haliyle, nasıl bir vatan sevgisiyle çarpıştığını göstermesi açısından kıymetli birer tarihi vesika olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.